Warning: Declaration of FDX_Widget_profile::widget($args) should be compatible with WP_Widget::widget($args, $instance) in /home/u804751955/domains/avukaat.com/public_html/wp-content/plugins/wp-twitter/modules/class-p2.php on line 14

Warning: Declaration of FDX_Widget_profile::form() should be compatible with WP_Widget::form($instance) in /home/u804751955/domains/avukaat.com/public_html/wp-content/plugins/wp-twitter/modules/class-p2.php on line 23

Warning: Declaration of FDX_Widget_search::widget($args) should be compatible with WP_Widget::widget($args, $instance) in /home/u804751955/domains/avukaat.com/public_html/wp-content/plugins/wp-twitter/modules/class-p2.php on line 38

Warning: Declaration of FDX_Widget_search::form() should be compatible with WP_Widget::form($instance) in /home/u804751955/domains/avukaat.com/public_html/wp-content/plugins/wp-twitter/modules/class-p2.php on line 47
Avukat - Part 9

Ana sayfa

ileadmin

Boşanma Hukukunda Doğru Bilinen Yanlışlar

BOŞANMA DAVALARINDA  DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

Boşanma geçerli olarak kurulmuş evlilik birliğinin kanunda belirtilen sebeplerle mahkeme kararıyla son bulmasıdır. Bu konuda halk arasında doğru bilinen ama yanlış olan bir çok bilgi mevcuttur. Boşanmanın sebepleri kanunda şu şekilde belirtilmiştir.

Halk arasında boşanma ile ilgili bazı doğru bilinen yanlışlar mevcuttur. Bunlar şu şekildedir.

Davayı karşı tarafın açması için beklenmesi : Boşanma davasını hangi tarafın açtığının tek önemi  davayı açan taraf  davayı nerede açmışsa davanın o yerde devam etmesidir.  Bunun dışında davayı kimin açtığının önemi farketmeksizin her iki tarafta kendinde haklı gördüğü noktayı ispatlamakla yükümlüdür.

Davayı kadın açarsa nafaka alamaz : Boşanma davalarında davanın kim tarafından açıldığı ile nafaka arasında hiçbir bağ yoktur. Nafaka da önemli olan nokta taraflar arasındaki kusur ilişkisi ve maddi durumdur. Bu durumda eğer taraflardan birinin nafakaya ihtiyacı varsa istemesi durumunda davanın kim tarafından açıldığına bakılmaksızın nafaka alır.

Erkek nafaka alamaz : Kanunda erkek nafaka alamaz diye bir ibare bulunmamaktadır. Eğer kadın çalışıyor ve maddi olanakları çok iyiyse , erkek de çalışamıyor  ve maddi durumu yerinde değil ve  daha az kusurlu ise nafaka isteyebilir.

Çocukların velayeti  her zaman anne de kalır : Bu durum sıklıkla doğru olarak kabul edilen bir durumdur. Ancak kanunda çocukların velayeti her zaman anneye bırakılır şeklinde bir hüküm yoktur. Bunun kararını hakim takdir eder. Hakim ise bu duruma karar verirken çocuğun kaç yaşında olduğunu , anneye bağımlılığını ve ihtiyacını , tarafların maddi durumlarını dikkate alır.

Kız çocuk annede , erkek çocuk babada kalır : Çocuğun cinsiyetinin velayetin anneye ya da babaya verilmesinde bir önemi yoktur. Eğer çocuğun anneye bağımlılığı varsa anne şefkati öncelik olarak görüldüğü için cinsiyete bakılmaksızın annede kalır.

Aldatma da aldatılan taraf  3. tarafa dava açamaz: Bu durum bir yanlış anlaşılmadan çok kafa karışıklığı yaratan bir durumdur. Çünkü yargıtay bu konuda bir çok karar değişikliği yaşamıştır.

Esasen dava dışı eşin, evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümlülüğü bulunmakla birlikte; onun evli olduğunu bilen ve buna rağmen onunla ilişkiye giren davalı kadının da dava dışı kocanın sadakatsizlik eylemine katıldığında ve her ikisinin de bu haksız eylemlerinden birlikte ve müteselsilen sorumlu olduklarında kuşku bulunmamaktadır.

Böylece, evli bir kimsenin evlilik dışı birlikteliği, diğer eşin sosyal kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olduğu gibi, bu eyleme katılan kişinin eylemi de bundan ayrı düşünülemez. Dolayısıyla, bu eyleme evliliği bilerek katılan kişi de diğer eşin uğradığı zarardan sorumludur. ”   yine evlilik birliğini bilen ve bildiği halde aldatan tarafla ilişki yaşayan kişiye tazminat davası açılabileceği hükme bağlanmıştır.

Boşanma davasında telefon dinlenir: Sıkça yapılan yanlışlardan biri de boşanma davalarında benim telefonum dinlensin  istiyorum ve ,ya gsm den mesajlarım kontrol edilecek gibi söylemlerle hatalara düşmektir. CMK telefonların dinlenebileceği konuları m. 135 de hükme bağlamıştır. Buna göre CMK 135. de belirlenen suçlar harici hiçbir durumda iletişim tespiti yapılamayacağı belirtilmiştir. Bu duruma göre boşanma iletişim tespiti içerisinde sayılmadığından boşanmada telefon dinlenmesi mümkün değildir.

Avukat tutmak zorundayım : Türk Hukukuna göre herkes mahkeme önünde avukat tutmak zorunda olmadan kendini ifade etme hakkına sahiptir. Dolayısıyla boşanma davalarında da avukat tutmak zorunlu değildir. Ancak boşanma durumunda nafaka , tazminat , velayet , mal paylaşımı gibi konularda büyük bir hak kaybı yaşamamak için hukuki bir destek almak faydalıdır.

Taraflardan biri boşanmak istemezse dava uzar veya boşanma gerçekleşmez: Boşanmanın hemen gerçekleşmemesinin nedeni burada evlilik birliğinin kutsallığının anlaşılmasının istenmesidir. Eğer taraflardan biri evlilik birliğinin artık çekilmez hale geldiğini veya evliliğin kutsallığını yitirdiğini ve bu konuda haklı olduğunu ispatlarsa boşanma gerçekleşir. Diğer tarafın istememesinden ziyade gerçekten evlilik birliği var mı yoksa evlilik çekilmez bir hal mi almış bunun araştırılmasına bağlıdır.

İki tarafında boşanmada anlaşması boşanma için yeterlidir : Anlaşmalı boşanmalarda öncelikle tarafların boşanmada anlaşmış olmaları gerekse de sadece boşanmada anlaşmaları yeterli değildir. Tarafların boşanma sonucunda doğacak velayet , nafaka , tazminat ,mal paylaşımı konularlarında da anlaşmış olmaları gerekmektedir.

Erkeğin geliri yoksa nafaka vermez : Eğer erkek, askerde, cezaevinde değilse çalışmasa da nafaka ödemekle yükümlü tutuluyor.

ileadmin

HAGB nin Sicile Etkisi

HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması ) Nedir ?

Hagb nin sicile etkisi ,Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kısaca HAGB CMK m. 231’de düzenlenmiş olup , sanığın işlediği suçun niteliğine göre değişmekle beraber alacağı cezanın adli para cezası veya üst sınırının 2 yıl olması halinde sanığın cezasının belirli şartlar dahilinde 5 yıl ertelenmesidir. Sanık bu 5 yıllık süre zarfında kasıtlı olarak farklı bir suç işlemezse kamu davası açılmamış sayılacaktır. Ancak bu süreç içerisinde sanık kasıtlı olarak bir suç işlerse açıklanması geriye bırakılan hüküm açıklanır yani infaz süresi başlamış olur. Fakat burada taksirle işlenen suçlar hükmün açıklanmasına sebebiyet vermemektedir.

HAGB’nin (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılmasının) Şartları Nelerdir ?

HAGB verilebilmesi için öncelikle sanığın işlediği suçun cezasının adli para cezası ya da 2 yıl ve daha az süreli bir hapis cezası olması gerekmektedir. Hagb nin sicile etkisi ,Eğer sanığın cezası 2 yıldan fazla ise HAGB verilmesi mümkün değildir.

Sanığa HAGB verilmesinin bir diğer şartı ise sanığın daha önce kasten işlediği bir suçtan dolayı mahkumiyetinin bulunmaması gerekmektedir. Adli sicil kaydında kasıtlı bir suçtan dolayı kayıt varsa HAGB verilmesi mümkün değildir.

Ayrıca anık işlediği bir suçtan dolayı maddi zarar oluşturmuşsa bunu gidermek zorundadır.

Sanığın hakimin vereceği HAGB kararına rıza göstermesi gerekmektedir. Hagb nin sicile etkisi ,Bu sebepledir ki hakim duruşmada sanığın kendisine HAGB verilmesine rızası olup olmadığını sorar.

Son olarak ise sanığın hakim gözünde iyi intibaa oluşturması daha sonrasında suç işlemeyeceği izlenimi vermesi gerekmektedir.

HAGB’ nin ( Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılmasının )Adli Sicil Kaydına Etkisi

HAGB kararı kişilerin adli sicil kaydına yansımamaktadır. Hagb nin sicile etkisi ,Bu kararlar özel bir kayıt altında tutulmakta olup ancak soruşturma ve kovuşturma anında hakimler ve Cumhuriyet savcıları tarafından görülebilmektedir. Dolayısı ile kişilerin savcılıklardan veya e-devlet üzerinden aldıkları adli sicil kayıtlarında bu karar görülmemektedir.

Son olarak verilen HAGB kararına karşı temyiz kanun yolu mümkün olmasa da itiraz kanun yolu açıktır.

 

 

 

 

ileadmin

Boşanma Avukatı Küçükçekmece

 

 

BOŞANMA AVUKATI

Boşanma Avukatı , Boşanma davaları; aile hukuku içerisinde yer alan evlilik birliği içerisindeki eşleri (karı-kocayı) ve varsa müşterek çocukları doğrudan etkileyen bir dava türüdür. Boşanma davaları sonuçları itibariyle tarafların boşanmalarını belirlediği gibi aynı zamanda velayet, tazminat, nafaka, düğün takıları, mal paylaşımı gibi konuları da etkileyen ve içinde barındıran davalardır.

Boşanma davalarını anlaşmalı boşanma davaları ve çekişmeli boşanma davaları olarak ikiye ayırabiliriz.

Anlaşmalı Boşanma Davaları

Eşler arasında anlaşmalı boşanmanın gerçekleşebilmesi için resmi nikah tarihinden itibaren eşlerin 1 yıl evli kalması ve eşlerin her ikisinin de boşanma hususunda ve aynı zamanda velayet, nafaka, tazminat, düğün takıları, mal paylaşımı, evlilik birliği içerisinde müşterek çocuk var ise velayetin kendisinde olmayan tarafın çocuk ile kuracağı kişisel ilişki konularında da anlaşmış olmaları ve bu anlaşmayı protokol haline getirmeleri gerekmektedir. Tarafların protokol haline getirdikleri bu anlaşmayı aynı zamanda duruşma günü hakim karşısında hazır olup bir de sözlü olarak kabul etmeleri gerekmektedir. Eşlerden biri duruşma günü duruşmaya katılmaz veya imzaladığı protokolden vazgeçerse boşanma gerçekleşmez. Evlilik birliği içerisinde müşterek çocuk var ise hakim çocuğun menfaatine olan kararları re’sen dikkate alır ve anlaşmalı boşanmalarda sıkça rastlanan bir durum olarak çocuğa ilişkin nafakanın re’sen arttırılmasına karar verip tarafların bu şekilde boşanmayı kabul edip etmediğini sorabilir.

Çekişmeli Boşanma Davaları

Medeni Kanun boşanma sebeplerini genel ve özel sebepler olarak ikiye ayırmıştır. Çekişmeli boşanma davalarında boşanmak isteyen taraf kanunda belirtilen genel veya özel sebeplere dayanarak dava açıp boşanmayı talep edebilir. Çekişmeli boşanma davalarında genel veya özel sebeplere dayanarak davayı açan eş diğer eşin evlilik birliği içerisindeki kusurlarını ispat etmekle yükümlüdür.

Davalı konumundaki eş ise evliliğe dair ispat edilebilir nitelikte iddialara sahip ise boşanma davası açan eşe, karşı dava açabilir.

Çekişmeli boşanma davalarında bazen her iki taraf da boşanmayı istese de velayet, nafaka, tazminat, mal paylaşımı gibi konularda anlaşamadıkları için bu uyuşmazlıklara yine çekişmeli boşanma davasında devam edilmektedir.

Boşanma Davalarında Avukatın Önemi

Türk hukuk sisteminde boşanma davaları için boşanma avukatı tutma zorunluluğu yasal olarak bulunmamaktadır. Boşanmak isteyen her birey mahkeme huzurunda kendini savunabilir, hakimden boşanmayı talep edebilir. Ancak gerek boşanma davası  ile ilgili bazı teknik hususlar gerek boşanma davası neticesindeki olası sonuçlar nedeniyle uzman bir boşanma avukatından yardım almak tarafların menfaatine olan bir durumdur.

Boşanma davaları önemli hukuki sonuçları olan ayrıntılı davalardır. Bu sebeple boşanma avukatı her bir ihtimal doğrultusunda size olası sonuçlar hakkında gerekli bilgileri vermektedir.

Boşanma Avukatı ,  Boşanma davası açarken sebeplerin çok iyi bilinmesi ve belirlenmesi, dilekçelerin bu neticede hazırlanması, delillerin çok iyi belirtilmesi nelerin delil olarak kullanılabileceğinin bilinmesi ve süresi içerisinde ortaya konması aynı zamanda boşanma davası sürecinde sürelerin iyi takip edilmesi gerekmektedir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre boşanma davaları önemli sürelere bağlanmıştır. Bu süreçte tarafların bu süreleri kaçırmaları bazı haklarını kaybetmelerine yol açmaktadır. Misal olarak süresi içerisinde tanık listesini bildirmeyen veya delillerini sunmayan, süreyi kaçıran veya unutan taraf bir daha tanık dinletemeyecek, delil sunamayacak ve bu haklarını kaybedecektir. Boşanma Avukatı ,  Bu tür durumlarla karşı karşıya kalmamak için uzman bir boşanma avukatından yardım almanız neticesinde avukatınızın sizin yerinize her türlü teknik ayrıntıyla ilgilenmesi sizin maddi ve manevi olarak en az yorgunlukta bu süreci atlatmanıza yardımcı olacaktır.

Boşanma sürecinde teknik sebepler nedeniyle dava talebinin reddedilmesi halinde ise taraflar 3 yıl boyunca bir daha aynı sebep ile dava açamayacaklardır. Boşanma Avukatı , Yani boşanma avukatına başvurulmaması halinde tarafların usul veya esas hakkında yaptıkları hatalar neticesinde davaları reddedilirse taraflar aynı sebeple dava açma haklarını 3 yıl kaybedecekler ve tekrar dava açabilmek için 3 yıl daha beklemek zorunda kalacaklardır.

ileadmin

Online Kimlik Hırsızlığı Nedir?

Kimlik hırsızlığı hayatımızın birçok farklı alanına girebilir ve bazıları alanlarda diğerlerinden daha katı sonuçlar doğurabilir. Kimlik hırsızlığı genellikle en çok,  finans alanlarında – banka hesapları, kredi kartları, krediler vb. – görülür ve maddi olarak sıkıntılara yol açabilir.

 

Kimlik Hırsızlığı Türleri

Çok sayıda kimlik hırsızlığı türü vardır. Bugüne kadar, kredi kartı dolandırıcılığı rapor edilen kimlik hırsızlığı türü olarak  en yaygın olanıdır. Bununla birlikte, kimlik hırsızlığı, aşağıdakiler de dahil olmak üzere, bir çok farklı şekilde işlenebilir:

Dolaylı ( Yardımcı ) Kimlik Hırsızlığı: Bu tür kimlik hırsızlığı türünde, kişi  fatura için ödeme yapmadan kablolu televizyon, elektrik, gaz veya internet hizmetlerini güvenceye almak için başkasının kimliğini kullanır. Yardımcı hizmetler genellikle birkaç ay ödenmemiş olana kadar da kapatılmaz. Ayrıca, faturalar bir tahsilat kuruluşuna bildirilene kadar kurbanın bu durumdan haberi olmayabilir.

Tıbbi Kimlik Hırsızlığı: Bu tür bir kimlik hırsızlığı, bir kişinin tıbbi bakım almak için başka birinin tıbbi bilgilerini kullanması durumunda ortaya çıkar. Çoğu zaman, tıbbi kimlik hırsızlığı fark edilmeden devam eder.

Kimlik hırsızlarının kişisel bilgileri elde etmek için kullandıkları çeşitli yöntemler vardır. Yaygın yöntemlerden bazıları şunlardır:

  • Nüfus Cüzdanını gasp etmek
  • Çöplerdeki posta veya diğer kayıtları ele geçirme ile
  • Şüphelinin Posta kutunuzdan evraklarınızı çalması veya postanızı farklı bir adrese yönlendirmesi
  • Telefon dolandırıcılığı
  • Halk arasında omzunuzun üzerinden bakarak kimlik bilgilerinizi ele geçirmesi
  • Finansal kurumların veya büyük perakende şirketlerinin veri ihlalleri
  • İnternet dolandırıcılığı
  • Hacking

Eğer Kimlik Hırsızlığından mağdur/şüpheli veya sanık  iseniz  Bilişim Hukuku konusunda uzmanlaşmış avukatlarımızla görüşmek için Hukuk büromuza başvurunuz.

Kimlik Hırsızlığında Avukat  Nasıl Yardımcı Olabilir?

Kimliğinizi geri alma ve adınızı temizleme görevi zorlayıcı ve zaman alıcı olabilir ve özellikle hemen sonrasında aşağıdakileri gerektirir:

  • Polis raporu doldurma
  • Dolandırıcılık uyarılarını başlatmak veya hesapları kapatmak için finansal kurumlarla iletişim kurmak
  • Kredi raporundan sahte bilgileri kaldırmak için kredi bürolarına başvurma
  • Alacaklılara veya borç tahsilat kurumlarına başvurma

 

Kimlik hırsızlığı avukatı, bu tür kuruluşlarla iletişim kurmada deneyim sahibidir ve ayrıca sizinle işbirliği yapma konusundaki yasal yükümlülüklerini de anlar. Ayrıca, kimlik hırsızlığı uzmanı bir  avukat tuttuysanız,  özellikle borç tahsilatlarınızı dava süresince sizinle doğrudan sizinle  geçmekten men edebilir.

 

Online Kimlik Hırsızlığı durumda Hukuki yardım almak için lütfen büromuza başvurunuz.

ileadmin

    Online Kredi Kartı       Dolandırıcılığı

Kredi kartı dolandırıcılığı

 

Çağımızda gün geçtikçe artan dijitalleşme ile beraber kredi kartı dolandırıcılığı da her zamankinden daha popüler hale geliyor. Kredi kartı dolandırıcılığı, esas olarak, başka bir kişinin kredi kartının veya kredi kartı numarasının kullanılmasının veya kart sahibinin rızası olmadan kullanılma niyetinde bulundurulması üzerine dayanıyor.  Özetle, kredi kartı dolandırıcıları, mal veya hizmet satın almak için başkasının kredi kartı veya kredi kartı numarasını kullanır. Günümüzde en popüler yöntem kredi kart mevcut dahi olmadan yapılanıdır. Kredi kartı sahtekarlığı suçlamalarıyla karşı karşıya kalıyorsanız,kredi kartı dolandırıcılığı için özel eğitim almış bilişim hukukunda bilgili avukat ile iletişime geçin. Bilişim hukuku avukatları, boşanma avukatı ve ticari avukatın kendi alanlarında ustalaştığı gibi bilişim alanında ustalaşmıştır.

 

 

Kredi Kartı Dolandırıcılığında kullanılan Temel Yöntemler;

 

  • Bir kredi kartını çalmak ve Çaldığı kişinin kimliğini mal ve hizmet satın almak için üstlenmek.
  • Yasa dışı olarak başkalarından kredi kartı veya kredi kartı numarası almak.
  • Kredi kartı verilerinin (Numarası, pin kodu ) çalınması.
  • Mal veya hizmet satın almak için kredi kartının kötüye kullanımı.
  • Sahte bir kredi kartı  oluşturup, kullanma.
  • Sahte bir  kimlikle kredi kartı başvurusunda bulunma.
  • Kredi kartı bilgilerini ele geçirmek için sanal dolandırıcılıkta bulunma. ( phishing )
  • Sahte kredi kartları üretimi veya kullanımı.
  • Bir başkasının adına bir kredi kartı başvurusu
  • E-ticaret  web sitelerini klonlama yolu ile ele geçirme

Kredi Kartının Mevcut Olduğu Durumlar

Kredi kartı dolandırıcılığı iddiası sırasında bir kart mevcutsa, “kart mevcut” dolandırıcılığı durumuna girer. Bu, dolandırıcılık; Suç sırasında mevcut bir fiziksel kart olduğu anlamına gelir. Tipik olarak, bu tür bir suç, onu kullanan kişiye ait olmayan bir kart içerir. Sahte bir kart veya sahte kimlik altında sipariş edilmiş bir kart da bu tip içerisine girer.

Kredi Kartının Mevcut Olmadığı Durumlar

Kredi kartı Dolandırıcılığı şüphesi ile size karşı bir dava açılmışsa ve  karta, dolandırıcılık sırasında gerçekte dokunulmamış ise  “Kredi Kartının Mevcut olmadığı”  bir duruma bakıyoruz demektir. Bu tür kredi kartı dolandırıcılığı genellikle internet üzerinden ele geçirilmiş verileri, çalınan kredi kartı numaralarını ve mal veya hizmetleri uzaktan satın almak için kullanılan diğer bilgileri içerir. Kredi Kartının mevcut olmadığı suçlar genellikle çevrimiçi – online  kredi kartı dolandırıcılığı ile ilişkilidir.

Siber Suç olarak Kredi Kartı Dolandırcılığı

Kredi kartı sahtekarlığı internet üzerinden yapıldığında, siber suçlarla ilgili ek suçlamalarla da karşı karşıya kalabilirsiniz. Siber suçlar söz konusu olduğunda suçun ispatı   çabaları her geçen gün daha karmaşık hale geliyor. Kredi kartı dolandırıcılığı  “kartın mevcut olmaması” durumunda  genellikle online alışverişlerle ilişkilendirilir. İnternet üzerinden satın alımlar söz konusu olduğunda, “kartın mevcut olmaması”  durumu söz konusu olduğundan kredi kartı dolandırıcılığı,  siber suçlar kapsamına da girer.

Kredi Kartı Dolandırıcılığı Davalarında karşılaşılan Ek Suçlamalar

Kredi kartı Dolandırıcılığı davaları, çok nadir olarak  sadece kredi kartı sahtekarlığını   içeren davalardır. Bu durumlarda kredi kartı dolandırıcılığıyla ilişkili çeşitli diğer suçlamaları görmek nadir değildir. Bazı ek suçlamalar; kimlik hırsızlığı, siber suçlar, banka sahtekarlığı ve tel sahtekarlığını içerebilir. Bireysel davanızın kendine özgü koşullarına bağlı olarak, kredi kartı sahtekarlığıyla ilgili çeşitli suçlamalarla karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu, hüküm giyerseniz, aylarca, yıllarca veya on yıllarca parmaklıkların ardında yaşayabileceğiniz anlamına gelir. Kredi kartı sahtekarlığı veya benzeri başka bir suçlama ile  karşı karşıyaysanız, davanız hakkında mümkün olan en kısa zamanda bir bilişim avukatıyla konuşmanız gerekir.

Bilişim Avukatını ne zaman Aramalıyım?

Kredi kartı Dolandırıcılığı suçlamaları hafife alınacak bir şey değildir. Siz ya da sevdiğiniz bir kişi kredi kartı dolandırıcılığı suçlarıyla karşı karşıya kalıyorsa, bilişim hukuku  deneyimi olan yetenekli ve kanıtlanmış bir bilişim avukatıyla bağlantı kurmanız gerekir. Siz veya sevdiğiniz birisi,  kredi kartı sahtekarlığı nedeniyle tutuklandıysa, derhal  vaka danışmanlığı için Kule Hukuk Bürosu ile iletişime geçiniz.