Yazar arşivi admin

ileadmin

İstanbul Bilişim Avukatı

BİLİŞİM AVUKATI VE BİLİŞİM HUKUKU

Bilişim hukuku alanında faaliyet gösteren ve bu alanda uzmanlaşmak amacıyla çalışan avukat bilişim avukatı olarak adlandırılır. Bilişim suçlarına bakan avukatların sayısı diğer alanlarda çalışan avukatlara nazaran daha az olduğu hemen fark edilmektedir. Bunun temel nedeni bilişim hukuku yalnızca hukuki değil; teknik bilgi birikimini de gerektiriyor olmasıdır. Bilişim avukatı yürürlükte bulunan kanuna, mevzuata hakim, hukuki gelişmeleri yakından takip eden, bilişim sistemleri hakkında bilgi birikimi bulunan avukattır. Tabi şu noktaya da değinmekte fayda var başarılı bir bilişim avukatı olmak için sadece kanuna mevzuata hakim olmak değildir aynı zamanda bilişim hukukunu ilgilendiren Yargıtay kararlarından da haberdar olmak gerekir ve somut vakıaya göre de kullanılmalıdır.

BİLİŞİM AVUKATI HANGİ DAVALARA BAKAR

Bilişim hukuku avukatı birçok hukuk dalına oranla daha geniş çalışma kapasitesine sahiptir. Çünkü bilişim hukuku avukatı, internet ve bilişim sistemlerini ilgilendiren her konuyla ilgilidir. Bilişim sistemleri aracılığıyla suç işlenmesi, online itibar yönteminin sağlanması, telif haklarının ihlali nedeniyle içerik kaldırma gibi birçok konu, bilişim hukuku avukatlarının çalışma alanını oluşturmaktadır.

 Bilişim avukatı ilk olarak 5651 sayılı kanun olmak üzere “İnternet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkındaki kanundur.” 5271 sayılı Türk ceza kanunu diğer mevzuatları ve Yargıtay kararlarını iyi bilmektedir. Dolayısıyla bilişim hukuku avukatı Youtube’dan video silme internetten içerik kaldırma yalan haber gibi işlemleri hızlı bir şekilde kaldırabilmektedir. Son zamanlarda hızla artan internet yolu ile dolandırıcılık suçu mağdurları da hızlı şekilde bilişim hukuku avukatı ile görüşmelidir. Aynı şekilde internet üzerinden tehdide edilen iftiraya maruz kalan ve birçok durumlara maruz kalarak mağdur olan mağdurlar ne yapacaklarını hangi mercie ne kadar süre içerisinde başvuracaklarını bilmemektedir bu gibi durumlarda yapılması gereken sağlıklı davranış iyi bir bilişim hukuku avukatına danışmaları olacaktır yoksa bu gibi durumlarda yanlış adımlar atmak telafisi imkansız durumlara yol aça bilmektedir.

 

 

ileadmin

Nafaka İcra Takibi

Nafaka İcra Takibi

Nafaka; boşanma davası sırasında ya da tarafların boşanmasının sonucunda müşterek çocuk var ise çocuğun eğitim-öğretim, kişisel masrafları vb. harcamaları için ve az kusurlu eş lehine geçimini sağlaması açısında mahkeme kararıyla diğer eş tarafından ödenmesi istenen meblağdır. Nafaka  3’e ayrılmaktadır.

  • Tedbir Nafakası (boşanma davası sırasında hükmedilen nafaka)
  • Yoksulluk Nafakası (boşanma davası sonucunda az kusurlu eşe ödenmesi hükmedilen nafaka)
  • İştirak Nafakası  (boşanma davası sonucunda çocuğa ödenmesi hükmedilen nafaka )

Tedbir nafakası boşanma davası sırasında karar verilen nafaka türüdür. Tedbir nafakası ara kararla verilen bir nafaka olması sebebiyle ara kararın verildiği tarihten itibaren geçerlidir. Bu durumda tedbir nafakası ödemesine karar verilen eş bu karardan itibaren  aksi bir karara kadar her ay düzenli olarak nafakayı ödemekle yükümlüdür.

Eğer tedbir nafakası ödemesine hükmedilen eş herhangi bir ödeme yapmazsa bu durumda diğer eş nafaka için icra takibi başlatabilir. Bu hususta verilen karar ara karar olması sebebiyle yani bir kesinleşmesi olmadığından kişilerin tedbir nafakasının hükmedildiği ara karar ile icra dairesine başvurup ilamsız icra takibi başlatma hakkı mevcuttur.

Yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası ise boşanma davasının neticelenmesi ile hükmedilir. Yoksulluk nafakası boşanma davası sonucunda daha az kusurlu eşe ödenmesi hükmedilen , iştirak nafakası ise çocuk için hükmedilen nafaka türüdür.

Yoksulluk ve iştirak nafakalarını ödemesi gereken eş karar kesinleştikten itibaren eşe ve çocuğuna her ay düzenli olarak ödemekle yükümlüdür. Bazen eşler nafaka ödeme yükümlülüğünden kaçmaktadırlar. Bu durumda yoksulluk ve iştirak nafakası alacakları için temyiz kararı beklenmeden de icra takibi başlatılabilir. Kişiler mahkeme kararı ile icra takibi başlatma haklarına sahiptirler. Yoksulluk ve iştirak nafakalarında verilen karar nihai karar olması sebebiyle icra takibini ilamlı icra olarak başlatılabilir. Eğer nafaka ödemekle yükümlü olan kişi kendisine tebliğ edilen ödeme emrine rağmen halen nafakayı ödemez ise ilgili kişinin icra mahkemesine yapacağı şikayet üzerine 3 ay tazyik hapsine tabii tutulur.

Kişiler toplu nafaka alacakları içinde icra takibi başlatabilirler. Ancak burada dikkat edilecek husus 10 yıllık zamanaşımı süresine dikkat etmeleridir. Yani kişiler geriye dönük olarak 10 yıllık toplu nafaka borçları için icra takibi başlatabilirler.

ileadmin

EVLAT EDİNME DAVASI

Evlat Edinme Davası

Evlat edinme günümüzde çocuk sahibi olamayan birçok çift tarafından başvurulan hukuki bir yoldur. Kişiler bu süreçte mutlaka evlat edinme davası açmakla yükümlüdür.

Öncelikle evlat edinilen kişinin evlat edinen aile tarafından bir süre bakılması ve eğitim görmesi gerekmektedir. Zira evlat edinmenin öncelikle çocuğun yararına olması gerekmektedir. Ancak kanunumuzda evlat edinmek için aranan bazı şartlar mevcuttu.

Evlat edinilecek kişi 18 yaşından küçük ise onu evlat edinecek ailenin en az 5 yıl evli kalmış olmaları veya eşlerin her ikisinin de 30 yaşından büyük olmaları evlat edinme konusunda ikisinin de rıza göstermeleri gerekmektedir. Aynı zamanda evlat edinilecek çocuğun ana babasının rızası gerekmekte olup eğer çocuk çocuk esirgeme kurumu veya benzeri bir kurumda kalıyorsa o kurum tarafından atanacak vasinin onayı gerekmektedir.

Evlat edinilecek kişi şayet 18 yaşından büyük ise evlat edinecek kişinin 5 yıl süreyle evlat edineceği kişiye bakması herhangi bir altsoyunun olmaması ve evlat edineceği kişi ile arasında en az 18 yaş bulunmalıdır. Yne evlat edinilecek kişinin bu hususa rızası gerekmektedir.

Gerekli işlemler tamamlandıktan sonra evlat edinme davası açılmalıdır. Evlat edinme davasında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Burada bakılan ilk işlem evlat edinme şartlarının sağlanıp sağlanmadığı ve gerekli prosedürlerin yerine getirilmesidir. Evlat edinme davasının ortalama süresi mahkeme ne kadar hızlı da olsa bilirkişi raporları emniyete yazılan müzekkereler nedeniyle 5-6 ay sürmektedir. Evlat edinme davası sonucunda evlat edinilen kişi anne-babanın yasal mirasçısı olacak olarak soy bağına geçecektir.

Evlat edinme davası sırasında kişiler bu olayı gizli tutmak istediklerini beyan ederlerse mahkeme bu dosya üzerinde gizlilik kararı vermektedir.

 

ileadmin

Malpraktis Davası

Malpraktis Davası

Malpraktis davası; kişinin hastalanması veya herhangi bir sağlık sorunu ile karşı karşıya kalması halinde bir hastane ya da tıp merkezine gittiğinde tedavi tanı veya teşhiste hekim kaynaklı beklenmedik bir zarar gelmesi sonucu açabileceği davadır. Kişinin malpraktis davası açabilmesi için meydana gelen zararın hekimin bilgisizliği, deneyimsizliği ya da tanı veya tedavide ihmali ya da kusuru olması gerekmektedir.

Hastaya uygulanabilecek her tıbbi tedavide küçük de olsa risk faktörü olduğu için meydana gelen her zarar malpraktis davası açılmasına sebep olmaz. Malpraktis davası açılabilmesi için doktorun kusurlu olup dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi gerekmektedir.

Hekimin tıp biliminin kurallarına uygun hareket etmemesi sonucunda hastaya uyguladığı teşhis veya tedavi neticesinde hastada zarar meydana gelmelidir. Mesela hastanın uygulanan yanlış tedavi sonucunda gözlerinin bir daha görmemesi veya sakat kalması vb…

Malpraktis Davası Nasıl Açılır?

Hasta; hekimin özen ve dikkat yükümlülüğüne aykırı olarak kusurlu hareket etmesi sonucunda meydana gelen zarardan dolayı hekime maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Ancak davanın açılabilmesi için kişinin kendisinde meydana gelen zararın hekim hatası nedeniyle meydana geldiğini, hekimin kusuru ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağının olduğunu ispatlaması gerekmektedir.

Hasta hekimin kusurlu davranışı nedeniyle açtığı davada hastane masraflarını, tekrar tedavi gördüyse tedavi masraflarını, kusurlu davranış nedeniyle çalışamadıysa çalışsaydı olacağı kazancını maddi tazminat olarak, yaşadığı elem, acı nedeniyle yaşadığı sıkıntıları da manevi tazminat olarak talep edebilir.

Malpraktis Davası Nerede Açılır?

Kamuda çalışan hekimler için dava idareye açılmak zorundandır. İdare kusuru oranında hekimlere rücu edilebilir. Ancak hekim bir özel hastanede ve özel muayenehanesinde çalışıyorsa açılacak maddi manevi tazminat davaları adli yargı içerisinde açılır. Burada görevli mahkeme Asliye hukuk mahkemesidir. Dava direk hekime açılabileceği gibi hem hastane hem de hekime açılabilir.

Malpraktis Ceza Davası

Hekimin hastaya uyguladığı tedavi tıp biliminin geçeklerine uygunsa, olası riskler hakkında hasta aydınlatılmışsa, yapılan müdahaleyi tedavi amaçlı yapmışsa, hastanın bu tedaviye rızası var ise yapılan tedavi hukuka uygundur.

Ancak yukarıda sayılan şartlar gerçekleştirilmemişse hukuka uygunluk nedeni kalkar ve yapılan müdahale sonucunda hastada meydana gelen zararlar taksirle adam öldürme, kasten adam öldürme, kasten yaralama ya da taksirle yaralama suçlarını oluşturabilir.

Hasta bu gibi durumlarda suç duyurusunda bulunabilir ancak kamuda çalışan doktorlar için savcılığın ceza soruşturması yapabilmesi bağlı bulunduğu mülki idari amirinden izin alınması gerekmektedir. Çak özel de çalışan doktorlar için bu izine gerek yoktur.

 

ileadmin

ŞİRKETLERDE AVUKAT BULUNDURMA ZORUNLULUĞU

 

Şirketlerde Sözleşmeli Avukat Bulundurma Zorunluluğu

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. Maddesi 8 Şubat 2008 yılında değiştirilmiştir. Yeni düzenlenen kanuna göre Anonim Şirketler ile Yapı Kooperatiflerine sözleşmeli avukat bulundurma zorunlu hale getirilmiştir.

Avukatlık Kanunu m. 35 e göre 8 Şubat 2008 yılından itibaren esas sermaye miktarının beş katı (250.000 TL) veya daha fazla esas sermayesi olan anonim şirketler ve üye sayısı 100 veya daha fazla olan yapı kooperatifleri sözleşmeli olarak avukat bulundurmak zorundadır. Ancak bu hususta dikkat edilmesi gereken husus şirket bünyesindeki hukuk müşavirliği veya şirket avukatları ile Avukatlık Kanunu m.35 de belirtilen sözleşmeli avukat arasında fark olduğu hususudur. Birçok şirket ve kooperatif bu hususa dikkat etmediği için 2008 yılından bu yana yüklü miktarda idari para cezalarıyla karşı karşıya kalmış bulunmaktadır.

Sair kanuna uygun olan anonim şirketler ve kooperatifler bu hususa uymadıklarında Cumhuriyet Savcısı tarafından sözleşmeli avukat bulundurmadıkları her ay için, sanayi sektöründe çalışan on altı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgari ücretin iki aylık brüt tutarı kadar idari para cezası verilir.

Cumhuriyet Savcısının verdiği cezaya binaen tebliğ edildikten 7 gün içerisinde Sulh Ceza hakimliğine itiraz kanun yoluna başvurulabilir bu hususta sulh ceza hakimliğinin verdiği karar kesin hüküm taşımaktadır.

Bu hususta Cumhuriyet Savcısı tarafından kesilen idari para cezası, anonim şirketin yönetim kurulu üyelerine değil, şirket tüzel kişiliğine kesilmektedir. Ancak yönetim kurulu üyelerinin bu hususta kusurları var veyahut kanundan doğan hakları ihlal etme durumları söz konusu ise şirket yönetimine veya pay sahiplerine tazminat ödemekle yükümlüdürler.

Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı’nın 2-02.01.2017 tarih ve 29936 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi’ ne göre, Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesi gereği sözleşmeli avukat bulundurması gereken anonim şirketler 2017 yılında asgarî 1.650,00.- TL aylık Yapı Kooperatifleri ise 1.100,00.-TL ücret ödeyeceklerdir.