Yazar arşivi admin

ileadmin

ŞİRKETLERDE AVUKAT BULUNDURMA ZORUNLULUĞU

 

Şirketlerde Sözleşmeli Avukat Bulundurma Zorunluluğu

1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. Maddesi 8 Şubat 2008 yılında değiştirilmiştir. Yeni düzenlenen kanuna göre Anonim Şirketler ile Yapı Kooperatiflerine sözleşmeli avukat bulundurma zorunlu hale getirilmiştir.

Avukatlık Kanunu m. 35 e göre 8 Şubat 2008 yılından itibaren esas sermaye miktarının beş katı (250.000 TL) veya daha fazla esas sermayesi olan anonim şirketler ve üye sayısı 100 veya daha fazla olan yapı kooperatifleri sözleşmeli olarak avukat bulundurmak zorundadır. Ancak bu hususta dikkat edilmesi gereken husus şirket bünyesindeki hukuk müşavirliği veya şirket avukatları ile Avukatlık Kanunu m.35 de belirtilen sözleşmeli avukat arasında fark olduğu hususudur. Birçok şirket ve kooperatif bu hususa dikkat etmediği için 2008 yılından bu yana yüklü miktarda idari para cezalarıyla karşı karşıya kalmış bulunmaktadır.

Sair kanuna uygun olan anonim şirketler ve kooperatifler bu hususa uymadıklarında Cumhuriyet Savcısı tarafından sözleşmeli avukat bulundurmadıkları her ay için, sanayi sektöründe çalışan on altı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgari ücretin iki aylık brüt tutarı kadar idari para cezası verilir.

Cumhuriyet Savcısının verdiği cezaya binaen tebliğ edildikten 7 gün içerisinde Sulh Ceza hakimliğine itiraz kanun yoluna başvurulabilir bu hususta sulh ceza hakimliğinin verdiği karar kesin hüküm taşımaktadır.

Bu hususta Cumhuriyet Savcısı tarafından kesilen idari para cezası, anonim şirketin yönetim kurulu üyelerine değil, şirket tüzel kişiliğine kesilmektedir. Ancak yönetim kurulu üyelerinin bu hususta kusurları var veyahut kanundan doğan hakları ihlal etme durumları söz konusu ise şirket yönetimine veya pay sahiplerine tazminat ödemekle yükümlüdürler.

Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı’nın 2-02.01.2017 tarih ve 29936 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi’ ne göre, Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesi gereği sözleşmeli avukat bulundurması gereken anonim şirketler 2017 yılında asgarî 1.650,00.- TL aylık Yapı Kooperatifleri ise 1.100,00.-TL ücret ödeyeceklerdir.

ileadmin

BOŞANMA TANIMA DAVASI

BOŞANMA TANIMA DAVASI

Evli kişiler bazen birlikteliklerini yurtdışında yabancı mahkemeler önünde de boşanarak sonlandırabilirler. Ancak yurtdışındaki mahkemelerin boşanma kararı Türkiye’de geçerli olmadığı için kişiler yurtdışında boşanmasına rağmen Türkiye’de halen evli görünebilirler.Bu durumda Türkiye’de de kişilerin boşanmalarını geçerli kılmaları için tanıma ve tenfiz davası açmaları gerekmektedir.

Tanıma ve tenfiz davaları, kişilerin yabancı ülkede verilen mahkeme kararlarının Türkiye’de de geçerli olması için açılan dava türüdür. Davalar, ” 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkında kanunda düzenlenmiştir. Buna göre  Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan,Belarus, Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hırvatistan, Hollanda, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Kanada, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Makedonya Cumhuriyeti , Moldova, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya, Sırbistan, Slovenya, Ukrayna, Yunanistan ülkelerinden alınmış olan boşanma kararlarının Türkiye’de tanınabilir. ”

Boşanma Tanıma Davası, Boşanma tanıma davası yabancı mahkeme açılan ve karar verilen davanın Türkiye’de tespit edilerek geçerli olması için açılan bir dava türüdür. Tanıma davası açılırken tenfiz davası açma zorunluluğu yoktur. Yurtdışında alınan her türlü karar için Türkiye’de tanıma davası açabilir. Bu davanın açılabilmesi için Türkiye ile yabancı devlet arasında hukuki karşılıklık anlaşması veya herhangi bir sözleşme bulunması gerekmektedir. Tanıma davasının açılmasından itibaren yabancı ülkede verilen ve kesinleşen karar eğer Türkiye’de de tanınırsa bu karar hükmün verildiği yabancı ülkede kesinleştiği tarihten itibaren Türkiye’de de hüküm doğurur.

Tanıma ve tenfiz davalarında dava süresi tarafların vekalet verme durumuna göre değişmekte olup eğer sadece tek taraf vekalet vermiş ise  10 12 ay arası, davalı eşin de vekalet vermesi durumunda tek celsede ve 3 ay civarında dava bitmektedir.

Tanıma davasının açılması için yetkili ve görevli mahkeme, kişilerin ikametlerinin bulunduğu yerdeki Aile Mahkemesi’dir. Ancak kişinin Türkiye’de bir ikamet adresi bulunmuyor ise, İstanbul, Ankara veya İzmir’deki Aile Mahkemeleri’nde açılması gerekmektedir. Aile Mahkemesi’nin bulunmaması durumunda bu sıfata haiz Asliye Hukuk Mahkemeleri’nde davalar açılmaktadır.

Tanıma davası 10 yıllık zamanaşımına tabi olmasıyla beraber taraflar zamanaşımını öne sürmediği sürece hakim re’sen dikkat etmez.

ileadmin

MİRASTAN FERAGAT SÖZLEŞMESİ

MİRASTAN FERAGAT SÖZLEŞMESİ

Mirastan feragat etmek terimi Miras hukukunda düzenlenmiştir.Buna göre muris yani miras bırakan ölmeden önce mirasçının kendi iradesiyle belirli bir koşul yada koşul olmadan doğacak miras hakkından vazgeçmeye mirastan feragat denilmektedir. Dolayısıyla kişi mirastan feragat ederek mirasçılık sıfatından vazgeçmektedir. Mirastan feragat Noter huzurunda resmi memur ve iki tanık önünde imzalanan bir miras sözleşmesidir.

Mirastan feragat sözleşmesi hukuki niteliği ve düzenlenişi açısından belirli şartlara tabidir. Buna göre mirastan feragat sözleşmesi resmi vasiyetname şeklinde düzenlenmeli,taraflar isteklerini resmi memura aynı zamanda bildirmekte ve düzenlenen sözleşmeyi memurla birlikte iki tanığın yanında imzalamak ve  iki taraflı olarak düzenlenmek zorundadırlar.

Mirastan feragat sözleşmesinin tarafları kural olarak miras bırakan ve murisin iradi ve yasal mirasçılarıdır.Mirastan feragat sözleşmesi kişiye sıkı sıkıya bağlı olan haklardan olduğu için miras bırakan bunu yasal temsilcisi ile yapamaz.

Mirastan feragat sözleşmesi yapılabilmesi için kanunen  taraflarda aranan bazı şartlar vardır.Bunlar şu şekildedir:

Öncelikle sözleşme imzalayacak olan tarafların; ayırt etme gücüne sahip ve  ergin olmaları aynı zamanda da kısıtlı olmamaları gerekmektedir. Kısaca tarafların fiil ehliyetine sahip olmaları gerekmektedir.Evlenmekle ergin olmuş kişiler evlenmekle ergin olduğundan mirastan feragat sözleşmesi yapabilmektedir. 15 yaşını dolduran küçük olabildiği durumda kendisinin mirastan feragat sözleşmesini istemesi ve velisinin rızasıyla ergin kılınabildiği takdirde mirastan feragat sözleşmesi yapabilmektedir. Ayırt etme gücüne sahip kısıtlılar yani mahkumlar vesayet makamının izni ile denetim makamının muvafakatiyle birlikte vasileri aracılığıyla mirastan feragat sözleşmesi yapabilmektedirler.

Mirastan feragat sözleşmesi iki şekilde düzenlenmektedir. Mirastan feragat mirastan karşılık alarak ve mirastan karşılık alınmadan iki çeşit de düzenlenebilir. İlk durumda miras bırakan mirastan feragat eden kişiye bu mirasçılık hakkından vazgeçmesi karşılığında ona bir karşılık vermektedir. Bu durumda mirastan feragat eden kişinin alt soyu murisin ölümü üzerine herhangi bir hak talep edemeyecektir.

İkinci olarak miras bırakan mirastan feragat eden mirasçı ile herhangi bir karşılık olmadan sözleşme yapmaktadır. Mirasçı da karşılıksız olarak miras bırakanın belli bir mirasçıları veya tüm mirasçıları lehine mirastan feragat etmektedir. Bu durumda kural olarak mirastan feragat edenin alt soyu bu durumdan etkilenmemektedir.

ileadmin

VERASET İLAMI

VERASET İLAMI 

Veraset ilamı;  kişilerin öldükten sonra mirası üzerinde kimlerin hak sahibi olduğu ve bu hak sahiplerinin hangi oranda mirasçı olduğunun yazılı olduğu belgedir. Veraset ilamının bir diğer adı ise mirasçılık belgesidir.

Veraset ilamı iki şekilde alınmaktadır. Bunlardan biri kişi ya da kişiler sulh hukuk mahkemesine dava açarak veraset ilamı talep etmesiyle ,bir diğer yolu ise kişilerin noter kanalıyla veraset ilamının talep edilmesiyle olmaktadır. Noter ile veraset ilamının alınması günümüzde daha kolay olması nedeniyle daha çok tercih edilse de noterden veraset ilamı istenmesi belirli şartlar dahilindedir. Buna göre noterden veraset ilamı alabilmek için mirasçıların hepsinin Türkiye’de ikamet etmesi ve mirasçılar arasında yabancılık unsuru olmaması gerekmektedir. Eğer mirasçılardan biri yabancı veya Türkiye’de ikamet etmiyorsa kişiler veraset ilamını sadece sulh hukuk mahkemelerinden talep edebilirler.

Veraset ilamına ilişin bir diğer yolda yukarıda belirtildiği üzere sulh hukuk mahkemesine başvurmaktır. Kanunda yetkili mahkeme açısından bir kısıtlama getirilmediği için kişiler Türkiye’nin her yerindeki sulh hukuk mahkemesinden veraset ilamı talep edebilirler ancak uygulamanın daha hızlı gerçekleşmesi için muris yani miras bırakanın son ikamet yerindeki sulh hukuk mahkemesine başvurmaları daha faydalı olacaktır.Veraset ilamına ilişkin bütün mirasçılar başvurabileceği gibi tek bir mirasçının başvurması da yeterli olacaktır. Alınan veraset ilamının geçerliliğine ilişkin bir süre yoktur. Veraset ilamının bir defa alınması yeterli olacaktır.

ileadmin

BABALIK DAVASI

BABALIK DAVASI

Evlilik dışı doğmuş olan çocuğun soy bağının kurulması için iki yol vardır. Baba, evlilik dışı doğan çocuğu kendi rızasıyla direk tanıyabilir. Ancak burada çocuğu tanıma babanın rızası dahilindedir, zorlama yapılamaz. Eğer baba evlilik dışı çocuğu tanıma yoluna gitmiyorsa Medeni Kanun çocuğun soy bağının kanun yoluyla da kurulmasına imkân tanımıştır. Çocuğun kanun yoluyla soy bağının kurulması babalığın tespiti yani babalık davası ile mümkündür. Babalık davasının amacı evlilik dışı doğan çocuğun gerçek biyolojik babası ile soy bağının düzgün bir şekilde kurulmasından ibarettir.

BABALIK DAVASINI KİMLER AÇABİLİR?

Babalığa hükmedilmesi için dava açma hakkı ana ve çocuğa tanınmıştır. Bu husus MK m. 301’de belirtilmiştir. MK m.301’e göre ‘’dava ana veya çocuk tarafından açılmışsa cumhuriyet savcısına ve hazineye, ana tarafından açılmışsa kayyıma, kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir. ‘

Anne çocuk doğduktan itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde babalık davası açabilir. Çocuk ise ergin kılındıktan itibaren babalık davası açabilir. Eğer çocuk doğduğunda başka bir kişi ile arasında soy bağı ilişkisi var ise bu ilişki kesildikten sonra süre başlar. Eğer anne yıllık hak düşürücü süreyi geçirdikten sonra bu süreç içerisinde dava açamamasının önemli sebepleri var ise 1 ay içerisinde dava açabilir.

Babalık davasında yetkili mahkeme taraflardan birisinin dava sırasında yerleşim yeri veya doğum yeri mahkemesidir. Görevli mahkeme ise aile mahkemesidir.

BABALIK DAVASINDA İSPAT YÜKÜ HANGİ TARAFIN ÜZERİNDEDİR?

Babalık davasında araştırılacak husus anne ile babalık hükmüne karar verilmesi istenen kişinin cinsel bir birlikteliği olup olmadığı şayet oldu ise bu çocuğun o cinsel ilişki neticesinde meydana gelip gelmediğidir. Burada ispat yükü davacıdadır. Ancak bu durum zor bir durum olduğundan öncelikle davacının davalı ile çocuğun doğumundan önceki 300 gün ile 180. gün arasında davalı ile cinsel ilişki yaşadığı karinesi dayandırarak ispat edebilir.

Soy bağının belirlenmesinde genellikle, kan grupları ile babalık araştırmaları, vücut ölçüleri orantılarına bakılarak babalık tayini ant, yüz ve vücut benzerliklerine göre babalık tayini , gebeliğin müddeti ile doğan çocuğun olgunluk derecesine ilişkin tıbbı muayene ile günümüzde en çok tercih edilen ve hakimin öngördüğü inceleme ve araştırmalarda ilk sıralarda yer almasıyla birlikte %100’e yakın kesinlik veren DNA testi yöntemleri kullanılmaktadır.