TUTUKLAMA NEDİR?
Tutuklanma genel olarak toplumda kişinin işlediği veya işlediğini düşündürecek şüphelere sahip suçtan dolayı bir ceza yaptırımı olarak algılansa da tutuklanma; suçun soruşturma veya kovuşturma evresinde ceza muhakemesinin daha rahat ve güvenilir uygulanabilmesi adına sanık veya şüphelinin hürriyetinin geçici bir süre kısıtlanmasına neden olan önemli ve istisnai bir koruma tedbiridir.
Tutuklanmanın temel amacı sanık veya şüphelinin kaçma ya da saklanmasını engellemek, delilleri muhafaza altına almak veya kişinin suçun tanığı, mağduru ya da suç ile herhangi bir alakası olabilecek bir kişi ya da kişilere müdahalesini engellemektir.
Tutuklanma hem geçici hem de istisnai bir koruma tedbiridir. Tutuklanmadan geçici olarak bahsedilmesinin sebebi tutuklanma AİHS m.5 de belirtilen makul süreyi aşamaz.
Tutuklanma şartları bittiğinde (kesin hüküm çıktığında veya sanık ya da şüpheli hakkında kuvvetli şüphe ortadan kalkarsa) sonlandırılmalıdır. Aksi halde bu bir koruma tedbiri değil ceza yaptırımına veya kişiyi hürriyetinden mağdur etmeye dönüşür.
Koruma tedbiri istisnai bir tedbirdir. Hukuk devleti olmamız açısından kişinin temel hak ve özgürlükleri kapsamına giren hürriyet ve özgürlük hakkı hem AİHS m.5 de hem de Anayasa ‘nın 19. Maddesinde teminat altına alınmıştır. Dolayısı ile hürriyeti kısıtlayıcı bir tedbir olan tutuklanma en son uygulanması gereken ve uygulanabilmesi çok ağır şartlara bağlanmış bir ön tedbirdir.
Hâkim bir koruma tedbiri olarak tutuklamayı seçerken son derece titiz ve şartların yerinde olup olmadığını kontrol etmek zorundadır. Eğer adli kontrol ya da teminat yeterli ise tutuklamaya karar veremez. CMK m. 100/1’e göre işin önemi verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde tutuklama kararı verilmez. Burada kanunun amacı tutuklamanın keyfi olmasını ortadan kaldırmak, varsa imkân öncelikli başka koruma tedbirlerini kullanmak en son çare tutuklama tedbirinin kullanılmasını amaçlamıştır.
TUTUKLAMANIN ŞARTLARI
Kanunda uygulama açışından 2 evre mevcuttur. Bunlar soruşturma ve kovuşturma evreleridir. Soruşturma evresinden kovuşturma evresine yani şüphelinin sanık konumuna geçmesi için savcının yeterli şüpheye mevcut olup kamu davası açması yeterli iken soruşturma evresinde tutuklama kararı için kanun kuvvetli şüpheyi aramaktadır. Burada kişinin basit şüpheler ile hürriyetinin kısıtlanmasının engellenmesi istenmiş ve o yüzden kuvvetli şüphe denmiş aynı zamanda kuvvetli şüphe terimine ölçütler getirilmiş bunun için somut deliller istenmiştir.
Tutuklanma için kuvvetli şüphe olsa da herhangi bir neden gerekçe yoksa kişi tutuklanamaz. CMK m.100/1 kuvvetli şüphenin yanında bir de tutuklama nedeni aramıştır ve bunu zorunlu tutmuştur. Burada şüpheli veya sanığın;
Bunun istisnası olarak bazı suç tipleri vardır bunlar kanunda katalog suç tipi olarak geçmektedir. Bu suçlarda hâkime belirli yetkiler verilmiştir. Eğer kişinin bu suçlardan birini işlediğine dair kuvvetli şüphe varsa tutuklanma için nedenler yasal bir karineye bağlanmış (kaçma şüphesi veya delilleri karartma şüphesi direk var sayılmış) ayrıca bir tutuklama nedeni aramasına gerek bırakılmamıştır. Bu suçlar CMK 103 ‘ te sayılan suçlardır.
Bu suçlarda tutuklama nedeni var kabul edilir ek olarak bir neden aranmaz ama hâkim ya da mahkeme yine de tutuklama kararı vermek zorunda değildir
Bunlar harici sanık veya şüpheli hakkında tutuklama kararı verilebilmesi için kanun şekli şartları da aramıştır. Kanun hafif suçlarda yani adli para cezası veya üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. Aynı şekilde mevzuatta 15 yaşını doldurmamış çocuklarda da tutuklama kararı verilemez.
Kanun yine yargılanamayacak kişi hakkında da tutuklama kararının verilmesini yasaklamıştır. Affa veya zamanaşımına uğramış suçlarda veya kişi hakkında yasama dokunulmazlığı olan suçlarda hâkim, mahkeme tutuklama kararı veremez. Kural olarak hazır bulunmaya kişiler hakkında da tutuklama kararı verilemez fakat buna istisna olarak yurtdışındaki kaçak kişilerde yolculukta tutuklama kararı verilebilir.
Bir istisna olarak da hâkim; yeri belli olmayan, yurt dışında bulunup mahkeme önüne getirilemeyen veya kovuşturmanın sonuçsuz kalması için saklanan ya da yurt dışında bulunan kişi için duruşmaya çıktığında tutuklanmayacağına dair güvence belgesi verirse o kişiyi tutuklayamaz.
Yine hâkim adli kontrol veya teminat ile yargılamasına devam edilebileceği halde tutuklamayı uygun gördüyse kesinlikle gerekçelerini bildirmek zorundadır
TUTUKLAMADA AZAMİ SÜRELER
Kanun süreleri belirlerken ölçüt olarak ağır ceza mahkemesinin görev alanına girip girmemesini belirlemiştir. Buna göre Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde tutukluluk süresi en fazla 1 yıldır. Bu süre zorunlu hallerde gerekçesi gösterilmek üzere 6 ay daha uzatılabilir. Yani bu durumda ağır ceza mahkemelerinin görevi dışında kalan suçlar bakımından tutuklulukta geçecek sure en fazla 18 ay olacaktır.m.102/1
Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlarda tutukluluk süresi en fazla 2 yıldır. Bu süre zorunlu hallerde gerekçesi gösterilerek uzatılabilir, uzatma süresi 3 yılı geçemez. Bu durumda eğer suç için kanunda öngörülen cezanın üst sınırı 10 yıldan fazla cezayı gerektiriyorsa ve Türk Ceza Kanunu’nda yer alan yağma (m. 148), resmi belgede sahtecilik (m, 204/2), nitelikli dolandırıcılık (m. 158), hileli iflâs (m. 161) suçları için tutuklu kalınabilecek toplam süre en fazla 5 yıldır.