Etiket arşivi miras hukuku avukatı

ilezeynep

VASİYETNAMENİN GEÇERLİLİK ve İPTAL HALLERİ

Kişiler vefat ettiğinde mallarının paylaşımı için gerekli esaslar Türk Medeni Kanun kapsamında düzenlenmektedir. Bu bağlamda vasiyetname, vefat eden kişinin son istekleri ile mirasının nasıl paylaştırılacağına dair yazılı belge ya da sözlü beyan olarak tanımlanmaktadır. Vasiyetname hazırlanış şekilleri farklılık gösterebilmektedir. Vasiyetname, noter benzeri resmi makamlar önünde hazırlanabildiği gibi miras sahibinin şahsi elyazısı ya da geçerli şartlarda sözlü olarak da oluşturulabilmektedir.  Miras bırakan vasiyetname tasarrufuyla aşağıdaki hususları mümkün kılabilmektedir;

  • Mirasçılardan biri veya bir kaçı mirasçılıktan çıkarılabilir (MK m.510),
  • Mirasçı atayabilir (MK m.516),
  • Mirasçılardan birine veya üçüncü bir kişiye belirli mal vasiyeti yapabilir (MK m. 517),
  • Koşullar ve yükümlülükler (mükellefiyetler) koyabilir (MK m.515), yedek mirasçı atayabilir (MK m. 520), art mirasçı atayabilir (MK m.521),
  • Vakıf kurulmasını vasiyet edebilir (MK m.526).

Miras bırakan kişi bu faaliyetleri vefatı ardından sonuç doğuracak şekilde gerçekleştirmektedir. Dolayısıyla vasiyetname sahibi, vefatına dek her zaman vasiyetnameleri serbestçe ve tek taraflı olarak değiştirme hakkına sahiptir.

Vasiyetname hazırlanırken göz önünde tutulması gereken kanuni şekil şartları bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 531 ve devamı maddeleri uyarınca Vasiyetname 3 biçimde hazırlanabilmektedir;

  • Resmi vasiyetname
  • El yazılı vasiyetname
  • Sözlü vasiyetname

Vasiyetnamenin Açılması

Medeni Kanun’un 596. maddesince vefatı ardından miras bırakanın ulaşılan vasiyetnamesi, geçerlilik halleri sorgulanmadan derhal sulh hakime teslimi mecburidir. Bu noktada sulh hakim ise vasiyetname sahibinin son ikametgah yerindekidir. Sulh hakim kendisine teslim edilen tarih itibariyle 1 ay içerisinde vasiyetnameyi geçerliliği sorgulanmaksızın bilinen mirasçılar ve diğer ilgililere okumaktadır.

Vasiyetnamenin açılma tarihine tüm mirasçılar çağrılarak haberdar olmaları sağlanarak aksi durumda itiraz haklarının önü açılmaktadır. Ancak hiçbir mirasçının katılmaması ya da bir kısmının katılması vasiyetnamenin açılması için sorun teşkil etmemektedir.

Vasiyetnamenin İptali Davası

Vasiyetnamenin iptali şu sebeplerle dava konusu edilebilir:

  • Vasiyetname vasiyet edenin tasarruf ehliyeti bulunmadığı sırada yapılmışsa,
  • Vasiyetname yanılma, aldatma , korkutma veya zorlama sonucu yapılmışsa,
  • Vasiyetnamenin içeriği, bağlandığı koşullar veya yükümlülükler hukuka ve ahlaka aykırı ise,
  • Vasiyetname kanunda belirtilen şekil şartlarına aykırı yapılmış ise iptali istenebilir.
  • Vasiyetname yapanın tasarruf ehliyetinin bulunmaması,
  • Vasiyetnamenin yanılma, aldatma, hile, korkutma veya zorlama yoluyla yapılması,
  • Vasiyetnamenin gerek içeriğinin gerekse de bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka ve ahlaka aykırı olması,
  • Vasiyetnamenin Şekil yönünden noksan olması.

Vasiyetname için aşağıda sayılan haller kapsamında iptal talep edilememektedir;

  • Vasiyetin ifasının mümkün olmaması halinde bunun tespitiyle yetinilmekte, iptal kararı verilmemektedir.
  • Vasiyetin muvazaa nedeniyle iptali de talep edilemez. Muvazaa iki taraflı işlemlerde söz konusu olur. Ölüme bağlı tek taraflı irade açıklaması olan vasiyetnamelerin muvazaa sebebiyle iptali istenemez.
  • Vasiyet konusu taşınmazın satılmış olması vasiyetin iptalini gerektirmez. Bu husus vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasında göz önünde tutulur.
  • Vasiyetin taşınmaz verme geciktirici şartına bağlanması kural olarak vasiyetnamenin iptalini gerektirmez

Vasiyetnamenin iptali davasında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. (Yargıtay 2HD, 02.10.2006, 13085-12901) Vasiyetnamede iptal davası mirasa konu olan malların yeri fark etmeksizin miras bırakanın son ikametgah yeri mahkemesinde açılabilmektedir.

Vasiyetnamenin iptali davası açma hakkı, davacının; ölüme bağlı tasarrufu, iptal sebebini, kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Vasiyetname usulünce açılıp ilgililere tebliğ edilmeden bir yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlamaz. Vasiyetnamenin iptali davası açma hakkı;

  • Her halde, vasiyetname açılma tarihinin üzerinden, iyi niyetli davalılara karşı 10 yıl,
  • İyi niyetli olmayan davalılara karşı 20 yıl geçmekle düşer.

Burada geçen kötü niyet; bir kimsenin vasiyetçinin ehliyetsiz olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği her halde kötü niyetli kabul edilmektedir.

Tüm bu süreçlerde bireylerin bilinçli davranmaları adına alanında deneyimli Miras Hukuku Avukatından danışmanlık hizmeti sağlamaları yararlı olacaktır.

ilezeynep

10 Soruda Miras Paylaşımında Mal Kaçırmada Merak Edilenler

Miras payı gasp edilen mirasçı hakkında karar Yargıtay’ın 01.04.1974 tarihli içtihadı birleştirme kararında verilmiştir. Söz konusu kararın sonuç kısmı şöyledir:

“Bir kimsenin; mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği tapu sicillinde kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmiş bulunması halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılarının, görünürdeki satış sözleşmesinin Borçlar Kanunu`nun 18. maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabileceklerine ve bu dava hakkının geçerli sözleşmeler için söz konusu olan Medeni Kanun’un 507. ve 603. maddelerinin sağladığı haklara etkili olmayacağına, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1.4.1974 günlü ikinci toplantısında oyçokluğuyla karar verildi.”

Muris muvaazası davalarında kişiler sürecin lehlerine sonuçlanması için alanında deneyimli Miras Hukuku Avukatlarına danışmalıdır

1- Muris muvazaasında ispat mümkün mü?

Muris muvazaası” murisin ölmeden önce belirli bir taşınmazını tapuda satış göstermek suretiyle ve bedelsiz olarak müstakbel mirasçılarından bir tanesine veya mirasçı dahi olmayan üçüncü bir kişiye devretmesidir.

Muris muvazaasının kanıtlanma durumu ise davanın seyri açısından önemli bir husustur. Buradaki şart ise; muvazaa iddiasını sözleşmenin taraflarından biri ileri sürüyorsa bu iddianın yazılı delillerle kanıtlanması gerekmektedir. Muris muvazaasıyla taşınmazı intikal ettiren bireyin vefatı halinde mirasçılar, murisin hakkına dayanarak dava açtılarsa bunda da yazılı ispat kuralı geçerli olacaktır. Ancak mirasçılar murisin değil de kendi hakları adına dava açmışlarsa o vakit her türlü delille muvazaayı kanıtlama imkanı olacaktır.

Muris muvazaasının ispatlanmasında murisin gerçek iradesi büyük önem taşımaktadır. Dolayısıyla Yargıtay, miras bırakanın gerçek iradesinin belirlenmesinde bazı kıstaslar koymuştur. Bunlardan birisi de miras bırakanın ve miras bıraktığı bireyin ekonomik durumudur. Ayrıca aile içi ilişkiler de miras bırakanın gerçek iradesinin belirlenmesinde önemli bir husustur. Satış bedeli ve gerçek bedel arasındaki fark, miras bırakanın iradesini göstermede en etkili tekniklerden biri olarak bilinmektedir. Öte yandan murisin söz konusu sözleşmeyi yapmakta haklı bir sebebi olup olmadığı ve bulunulan yörenin örf ve adetleri de Yargıtay tarafından muris muvazaasını belirlemede kullanılan kriterler arasındadır. Fakat bunlar haricinde somut olayın niteliklerine göre göz önünde bulundurulan bazı durumlar da yer almaktadır. Misal olarak babanın veya annenin gayrimenkulü mirasçılarından birine satması veya babanın taşınmazını önceki evliliğinden olan çocuğuna devretmesi de muris muvazaası olarak kabul edilmektedir.

 

2- Miras hakkı gasp edilen mirasçı hangi hukuki yollara başvurabilir?

X:Eşi vefat etmiş iki çocuklu bir gayrimenkulü bulunan anne

Y: Birinci çocuk

Z: İkinci çocuk

Durumu muris muvazaasına çeviren: Annenin mal varlığını Y’ ye bırakmak istemesi

Süreç: Tapu sicil müdürlüğüne tapuda satış olarak gösterilerek X, taşınmazı Y’ ye devreder. Taşınmazın Y’ye bağışlamak isteyen X tarafından, Z mirastan mahrum bırakılmış; Y’ ye tapuda hiçbir bedel ödemeden satış olarak devri gösterilmiştir. Yıllar sonra X’ in vefat etmesiyle Z, kardeşi Y’ ye “muris muvazaası sebebiyle tapu iptal ve tescil” talepli bir dava açabilecektir.

 

3- Muris muvazaasında yetkili mahkeme ve davanın açılacağı yer neresidir?

Muris muvazaası davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Dava gayrimenkulün bulunduğu yerdeki mahkemede açılmaktadır. Birden fazla olan ve farklı yerlerde bulunan gayrimenkullerden birinin bulunduğu yer mahkemesinde de açılabilir.

 

4- Tapu iptal ve tescil talepli dava açan mağdur mirasçının dava süreci nasıl ilerlemektedir?

Z’nin talebi: Danışıklı biçimde X’in vefatından evvel Y’ye devrettiği taşınmazın yasal miras payı oranında tapu siciline kendi namına tescil edilmesidir.

Z’nin davayı kazanması halinde: Taşınmazın mülkiyeti, X üzerinden intikali olan pay ile 1/2 Y’ye, 1/2 Z’ye olacak biçimde tescil edilecek ve tapuda Y’ye kayıtlı tapu kaydı iptal olacaktır.

 

5- Z veya Y’nin anneleri X’den önce ölmesi halinde durum ne olur?

Z’nin ölmesi halinde: Z’nin yasal mirasçıları Z hayattayken dava açma hakkından feragat etmemiş olması kaydıyla, aynı davayı Y’ye karşı açabilmektedirler.

Y’nin ölmesi halinde: Z davayı Y’nin varsa eşi ve/veya çocuklarına karşı açabilecektir.

 

6- Y ve Z’nin, anneleri X’den önce ölmeleri halinde durum ne olur?

Z’nin varsa eşi ve/veya çocukları, Z’nin hayattayken dava açma hakkından feragat etmemiş olması kaydıyla, aynı davayı Y’nin yasal mirasçılarına karşı açabilir.

 

7- Annesi X’in ölümü üzerine Z’nin dava açacağını öngören Y, taşınmazı arkadaşı D’ye bedelsiz olarak /muvazaalı biçimde devrederse Z ne yapabilir?

Z, Y ve D’yi aynı davada dava etmek kaydıyla, taşınmazın miras payı olan 1/2 oranında namına tescilini sağlayabilmektedir.

 

8- Y, kardeşi Z dava açmadan evvel taşınmazı iyiniyetli üçüncü kişi olan Ü’ye bedel karşılığında satması halinde Z ne yapabilir?

Medeni Kanun’un 1023. maddesince Ü’nün iyiniyetli bu kazanımı korunur. Yani Z kazanma ihtimali çok düşük olan Ü’ye açacağı dava yerine Y’ye dava açacaktır. Nihayetinde Z’nin bu davadaki maddi tazminat talebinin tutarı ise, Y’nin sattığı taşınmazdaki 1/2 hissenin değeri kadar olacaktır.

 

9- Z’nin açacağı miras davasında zaman aşımı söz konusu mudur?Davayı en erken ne zaman açabilir? 

X’in vefat etmesi kaydıyla muvazaalı işlemin vakti fark etmeksizin Z’nin her zaman dava açma hakkı vardır. Z, davayı annesi X’in ölümü üzerine açabilir. X ölmeden evvel  X, Y veya ikisine birlikte açılacak bir dava reddedilir.

 

10- Z davayı açarken dikkat etmesi gereken bir husus var mıdır?

Dava sürecinde Y’nin taşınmazı başkasına devrini önlemek maksadıyla mahkemeden “ihtiyati tedbir” talep etmelidir. Nihayetinde Y, dava konusu taşınmazı “kaçıramayacaktır”.